Günümüzde hemen her şeyin internet üzerinden erişilebilir olması, aşkı da bu alana dahil etmemize olanak tanıyor. Tinder gibi uygulamalar sayesinde internet üzerinden flört etme trendi hızla artıyor. Özellikle 18-40 yaş aralığındaki bireylerin büyük bir kısmı, bu platformları ya kullanıyor ya da en azından biliyor. Ancak, online dating üzerinden tanışılan biriyle ciddi bir ilişki kurmak hala toplumun bazı kesimleri tarafından tam olarak benimsenmiyor ve çoğu zaman ciddiye alınmıyor. Bu durum, online dating’in riskli olduğu düşüncesiyle birleşiyor ve bazı insanlar tarafından utanç verici bir yaklaşım olarak algılanıyor. İşte bu yazıda, günlük dilimizde yer edinen online dating ile ilgili dört yaygın efsaneyi inceleyeceğiz.
Online Dating Hakkında Bilgiler
Online dating ile ilgili en yaygın inançlardan biri, bu platformların yalan söyleyerek insanları kandırmaya çalışanlarla dolu olduğudur. Ancak araştırmalar, kullanıcıların profillerinde kendileriyle ilgili küçük abartmalar yapmalarına rağmen, genellikle büyük yalanlar söylemediklerini ortaya koyuyor. Bu yalanlar çoğunlukla yaş veya dış görünüşle ilgili oluyor. Gerçek hayatta da, benzer “beyaz yalanlar” söyleme eğiliminde olduğumuzu görmekteyiz. Online ya da değil, romantik ilişkilerde yalan söyleme oranımızın diğer sosyal ortamlara kıyasla daha yüksek olduğunu unutmamak gerekir.
Çevremizde online dating uygulamalarını kullanan birçok insan olmasına rağmen, bu platformlar hâlâ olumsuz bir algıya sahip. Bazıları, bu uygulamaları kullananları yüz yüze flört edemeyen çaresiz bireyler olarak görülmekte. Hatta, internetten tanışıp mutlu bir ilişki sürdüren çiftler bile bazen bu durumu gizlemeyi tercih edebiliyor. Ancak yapılan araştırmalar, online dating kullanıcıları ile diğer yöntemleri kullananlar arasında önemli bir kişilik farkı olmadığını göstermektedir. Çevrimiçi tanışıp evlenen çiftler, yüz yüze tanışanlara göre daha yüksek sosyoekonomik statüye sahip olma eğilimindedir.
Bir başka yaygın yanlış anlama, internet üzerinden başlayan ilişkilerin uzun ömürlü olamayacağıdır. Online dating, henüz yeni bir fenomen olduğundan, bu ilişkilerin uzun vadeli başarısını değerlendirmek zor. Ancak eHarmony tarafından yapılan bir araştırma, internetten tanışan 19,131 Amerikalı çiftin üçte birinin bu şekilde evlendiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, bu çiftlerin boşanma oranı, yüz yüze tanışanlara göre daha düşük. Bu ilişkilerde tatmin oranının yüksek olduğu da dikkat çekici bir bulgudur. Diğer bir araştırma ise internetten tanışan çiftlerin evlenme olasılıklarının daha düşük olduğunu göstermekte; ancak bu veriler, araştırmanın örnekleminin %16’sının eşcinsel çiftlerden oluştuğu göz önüne alındığında yeniden yorumlanmalıdır.
Bazı online dating platformları, kullanıcıları “uyumlu” partnerlerle eşleştirecek algoritmalar kullandığını iddia ediyor. Ancak yapılan araştırmalar, bu algoritmaların, romantik ilişkilerde kullanılan diğer yöntemlerden daha iyi sonuçlar vermediğini ortaya koyuyor. Algoritmaların en büyük eksikliği, sadece partnerler arasındaki benzerlikleri ön plana çıkarmasıdır. Araştırmalar, kişilik benzerliğinin ilişkilerdeki mutluluğa fazla etkisi olmadığını gösteriyor. İnsanlar, kendilerine benzeyen birileriyle iletişim kurmayı tercih etse de, gerçek uyum ve mutluluk kişisel dinamiklere ve etkileşimlere bağlıdır. Online dating ile yüz yüze tanışma arasında çiftlerin benzerlikleri veya gelecekteki mutlulukları açısından önemli bir fark görünmemektedir. Eğer online dating ile ilgili sizi rahatsız eden bu tür yaygın efsaneler varsa, artık bu endişeleri bir kenara bırakabilirsiniz. Aşkın nereden başladığı değil, nasıl sürdürüldüğü önemlidir.
Bir yanıt yazın