Günümüzde internetin yaygınlaşmasıyla birlikte çevrimiçi arkadaşlıklar, sosyal yaşamın önemli bir parçası haline geldi. Ancak bu tür ilişkilerin doğası, yüz yüze kurulan arkadaşlıklardan farklıdır ve güvenin rolü burada büyük bir önem taşır. Çevrimiçi arkadaşlıklarda güven ilişkisini anlamak, sağlıklı ve sürdürülebilir bağlar kurmak için kritik bir faktördür. İnsanların çevrimiçi ilişkilerde güven kavramını anlayabilmek için öncelikle güvenin nasıl oluştuğunu incelemek gerekiyor. Taddeo’nun belirttiği gibi, insanları rasyonel varlıklar olarak değerlendirdiğimizde, güven, karşıdaki kişinin “güvenilirliği”ni değerlendirmek üzerine inşa ediliyor. Bu güvenilirlik, ilişkideki kişinin geçmiş eylemleriyle, yani “itibar”ıyla şekilleniyor. Karşı tarafın güvenilirliği belirlendikten sonra, güvenecek kişi, güvenme eylemini gerçekleştirdiği “risk” ile bu ilişkiyi yönlendiriyor. Bu tanım, idealize edilmemiş durumlarda da geçerli; zira “güvenilirlik” kişinin sosyal alışkanlıkları, davranışları ve inançlarına bağlı olarak değişebilirken, “risk alma sınırı” da ilişkinin potansiyel faydalarına ve zararlarına göre konumlanıyor.
Çevrimiçi ortamlarda, gerçek kimliklerini gizleyen pek çok insanın varlığı, güven ilişkilerini etkilemektedir. Gerçek kimliklerin gizlenmesi, insanların geçmiş eylemlerine ve onları tanımlayan değerlere ulaşmayı zorlaştırıyor. Milenyumun başlarından itibaren yapılan araştırmalar, güven ilişkisinin “itibar” kavramının çevrimiçi ortamlara nasıl uyarlanabileceğini göstermektedir. Sanal ortamlarda gerçek isimler kullanılmasa da, kullanılan rumuzlar üzerinden bir kimlik inşası ve dolayısıyla bir “itibar” söz konusu. Rumuzlarıyla iletişim kuran kişiler, “anonim” olarak adlandırılsalar da, aynı rumuzu uzun süre kullananların geçmiş eylemlerinin izlenmesi mümkün hale geliyor. Bu durumda, insanlar sanal ortamda oluşturdukları kimliklerin itibarını korumak adına güven ortamını sarsacak davranışlardan kaçınıyorlar. Araştırmalar, internet ortamında gerçek bilgilerini paylaşmaktan kaçınan bireylerin çevrimiçi ilişkilere güven duyma oranlarının, gerçek kimliklerini gizlemeyenlere göre daha düşük olduğunu gösteriyor. İnternet üzerindeki gizlilik seviyesi ile başkalarına duyulan güven arasında ters orantılı bir ilişki bulunuyor; bu da çevrimiçi güven ilişkileri kurabilmek için risk alınması gerektiğini ortaya koyuyor.
İnternet tabanlı iletişimin hızla artmasıyla, çevrimiçi arkadaşlıklar da yaygınlık kazanıyor. Milyonlarca insan Facebook gibi sosyal medya platformlarını kullanarak arkadaşlarıyla iletişim kurarken, yeni arkadaşlıklar edinmeye de çalışıyor. Bununla birlikte, çevrimiçi sosyalleşmenin tek yolu bu değil; değişen oyun endüstrisi ile birlikte çevrimiçi oyun toplulukları da önemli ölçüde büyümüştür. Olumsuz deneyimler yaşansa da genel görüş, çevrimiçi arkadaşlıkların olumlu deneyimler sunduğu yönündedir. Bu farklı mecralardan edinilen çevrimiçi arkadaşlıkların, yüz yüze edinilen arkadaşlıklarla karşılaştırıldığında nerede konumlandığı önemli bir sorudur.
Geçmişte yapılan bazı çalışmalar, çevrimiçi ilişkilerin yüz yüze ilişkilere göre daha az değerli görüldüğünü ortaya koyuyor. Çevrimiçi başlayan arkadaşlıkların, yüz yüze ilişkilerle devam edenlere göre daha az güven verici algılanması bu değersizliğin bir örneği. Ancak günümüzdeki araştırmalar, çevrimiçi arkadaşlıkların “normal” arkadaşlıklarla benzer derecede güven hissi oluşturduğunu göstermektedir. Güvensizlik hissi her iki tür arkadaşlıkta da düşük seviyelerde seyrediyor. Bununla birlikte, güven kavramının tanımı, arkadaşlık türlerine göre değişmiyor. Yine de, yüz yüze edinilen arkadaşlıkların daha yüksek bir yüz yüze ve çevrimiçi devam ettirilme oranı olduğu görülüyor; çevrimiçi edinilen arkadaşlıkların ise yüz yüze ortama taşınma oranı daha düşük olduğu için bu ilişkilerin dinamiklerinin zamanla değişebileceği belirtiliyor.
Bir yanıt yazın